Trekking, dağcılık, akarsu raftingi, dağ ve çöl cip safarileri, deve ve yak safarileri, alabalık avcılığı ve kuş gözlemciliği, macera ve tabiat tutkunlarını Pakistan’a çeken yalnızca birkaç aktivitedir. İhtişamlı Himalayalar, Karakurum ve Alp çayırları ve tepeleri daima karlı Hindukuş dağ silsilesi, dağ yamacı çalılıklarının aşağısındaki iğne yapraklı ormanlar, büyük bir çölle birleşen geniş İndus ovası, kıyı şeridi ve sulak alanların tümü, turistler için inanılmaz derecede güçlü, eşsiz ve otantik bir tabiat görünümü tecrübesi sunar. Asya’nın en güzel korunan sırrı olarak isimlendirilebilecek olan Pakistan, son birkaç yıldır seyahat dünyasında bilinmeyen bir mücevher üzere sessiz sedasız parlıyor, kendini hissettiriyor. Bu yazımızda, Pakistan’ı mert kaşifler ve turistler için umut verici bir destinasyon haline getiren büyüleyici cazibe merkezlerini sizlere sunmak istiyoruz.
Pakistan turizminin baş tacı, hayranlık uyandıran sıradağlarıdır. Dünyanın en yüksek ikinci tepesi olan K2 ve büyüleyici Karakurum Sıradağları da dahil olmak üzere güçlü Himalaya Dağları, yürüyüşçüler, dağcılar ve macera tutkunları için bir sığınak sunar. Nanga Parbat, Rakaposhi ve öteki yüksek dorukların büyüleyici hoşluğu, görülmesi gereken bir görüntülerdir. Pakistan, 7.000 metrenin üzerinde 108 ve 6.000 m’nin üzerinde de muhtemelen bir o kadar sayıda tepeye mesken sahipliği yapmaktadır. 5.000 ve 4.000 m’nin üzerindeki dorukların sayısı ise meçhuldür. Dünyanın en yüksek 14 tepesinden beşi (sekiz bin metreler) Pakistan’dadır. Kısa bir mühlet evvel Türk Dağcı Tunç Fındık, Pakistan’daki Nanga Parbat doruğuna tırmanarak ‘Olimpiyat Şampiyonası’ olarak bilinen 14×8000 m maratonunu tamamlayan birinci Türk atlet oldu.
Pakistan, dünyanın rastgele bir yerinde az bulunan bir sakin göller ve vadiler koleksiyonuna sahiptir. Saif-ul-Mulook’un zümrüt yeşili suları, Skardu’daki Shangrila Resort ve kristal berraklığındaki Attabad Gölü, bu toprakları süsleyen tabiat mükemmellerinden yalnızca birkaçıdır.
Pakistan’ın büyük bir kısmı, eko-turizm için eşsiz bir fırsat sağlayarak, çağdaş kentsel gelişimden etkilenmeden doğal halde kalmıştır. Buradaki görüntüler, tabiatın bozulmamış hoşluğunun bir ispatıdır ve gezginlere etrafla en saf haliyle temas kurma talihi sunar.
Pakistan, Budizm, Sihizm ve Hinduizm dahil olmak üzere birçok din için kutsal olan yerlere mesken sahipliği yapmaktadır. Guru Nanak’ın Nankana Sahib’deki doğum yeri olan tarihi Taxila kenti ve antik Katas Raj Tapınakları, manevi ehemmiyete sahip yerlerdir. Dünya artık alışılmışın dışında yerler ve otantik seyahat tecrübeleri arayışında iken, Pakistan sıra dışı olanı arayan kaşiflerin dikkatini çekmeye hazırdır. Eşsiz doğal hoşluğu, kültürel hazineleri ve sıcak misafirperverliği ile Pakistan’ın turizm potansiyeli, klasiğin ötesine geçmeye cüret edenler tarafından keşfedilmeyi bekleyen el değmemiş bir hazinedir.
Pakistan’ın tarihi bin yıllar ötesine kadar uzanmakta ve kültürel mirası büyüleyici olduğu kadar çeşitlidir de. UNESCO Dünya Mirası Alanları Mohenjo-daro ve Taxila, kadim İndus Vadisi uygarlığını sergilerken, Lahor’daki Badshahi Camii ve Lahor Kalesi, Babür periyodunun ihtişamını yansıtmaktadır.
Macera arayanlar için Pakistan çok sayıda aktivite sunmaktadır. Swat Nehri’ndeki akarsu raftinginden Thar Çölü’nü deve sırtında keşfetmeye kadar bütün seçenekler çok çeşitli ve heyecan vericidir.
Pakistan mutfağı, çeşitli tesirlerin lezzetli bir birleşimidir ve damak tadımızı mutlu eden cezbedici bir dizi yemek sunar. Karahi’nin ateşli tatlarından biryaninin enfes lezzetlerine kadar her yemek, Pakistan ziyaretçileri için bir mutfak keşfi seyahatidir.
Pakistan’ın en sevilen özelliklerinden birisi sıcak ve misafirperver insanlarıdır. Mahallî halkın misafirperverliği ve cömertliği, gezginler için bir aidiyet duygusu yaratır ve her seyahati zenginleştirici bir kültürel tecrübe haline getirir.
