Baerbock yaptığı açıklamada, “Eğer sivil halka yönelik bombardımanları mümkün olan en güçlü formda kınıyorsak, birebir vakitte onlara mühimmat ihraç edemeyiz. Bu nedenle nereye ihracat yapılacağı konusunda ortak Avrupa kurallarına muhtaçlığımız var.” dedi.
Avrupa’da her vakit barış içinde yaşanılacağına inanıldığı için, geçmişte siyasetçiler ve toplum olarak savunmanın gerçekte ne manaya geldiğiyle gereğince ilgilenmediklerini söz eden Baerbock, şu değerlendirmelerde bulundu:
Alman Dışişleri Bakanı, Avrupa’ya göç etmek isterken Akdeniz sularında hayatını kaybedenlere dikkati çekerek, “Akdeniz’deki vefatlar Avrupa’nın açık yarasıdır zira ortak bir göç ve mülteci siyasetine ulaşmayı başaramadık. Her ne kadar sıkıntı olsa da ortak bir konum üzerinde sıkı bir biçimde çalışmalıyız ve çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.
Ne denizde tehlikeden kurtarılan beşerlerle ne de dış sonlara ulaşan fakat sığınma hakkı olmayan ve geri gönderilmesi gereken beşerlerle dış huduttaki devletleri yalnız bırakabileceklerine dikkati çeken Baerbock, şunları kaydetti:
“Ortak sorumluluğa gereksinimimiz var ve dayanışmayı güçlendirmeliyiz. İşte bu nedenle, bana nazaran, denizde bir Avrupa kurtarma misyonu olması çok değerli. Tıpkı vakitte bu, dış sondaki ülkelerin insanları kayıt altına alma sorumluluğu manasına da gelmektedir zira kimin geldiğini bilmemiz gerekiyor. Fakat bu birebir vakitte bu insanlara insanca muamele edilmesi ve hayatları tehdit altında olanların kurtarılması gerektiği manasına da gelmektedir.”
Dışişleri Bakanı Baerbock, Çin konusuna da değinerek, “Avrupa tarafında ülkelerin Çin bağımlılığından kurtulmalarına nasıl yardımcı olabileceğimize dair stratejiler geliştiriyoruz.” tabirlerini kullandı.
“Dünyanın tüm problemlerini Almanya’dan çözebileceğimizi düşünmüyoruz. Biz Avrupalılar uzun yıllar boyunca dünyanın öteki bölgelerindeki sıkıntıların bizi etkilemediği, kelamda harika bir dünyaya inandık.” diyen Baerbock, Çin’in ekonomik bağımlılıklar yaratarak, nüfuzunu genişletmek için Avrupa’nın bıraktığı boşlukları stratejik olarak kullandığını ve Yeni İpek Yolu projesinin buna örnek olabileceğini kaydetti.
Buna karşı koymak için gereğince efor sarf etmediklerini vurgulayan Baerbock, şu sözleri kullandı:
